Bu kitaba ba-yıl-dım.
Tüm samimiyetimle söylüyorum kitap aşırı derecede merak uyandırıcı, akıcı ve
sürprizlerle dolu bir kitap. Kitap ilk çıktığı zaman konusu benim çok ilgimi
çekmişti. Ama alıp okuyamamıştım. Sonunda alıp okumak nasip oldu ve beni asla
hayal kırıklığına uğratmadı. Hatta tam tersi bir etki yaptı diyebilirim. Gerilim,
gizem türünde bir kitap. Bir de sanırım ben bu tarz kitapları okumayı sevdiğim
için çok ilgimi çekti. Kitabı asla tahmin edemiyorsunuz. Bence siz de bu tarz
romanları seviyorsanız mutlaka bir şans verin.
Kitabın konusu
hakkında kendim bir yorumda bulunmak istemiyorum. İster istemez spoiler
verebilirim. Kendime güvenmiyorum :D. Bu yüzden aşağı kitabın arka kapak
yazısını ekliyorum. Şimdiden iyi okumalar.
O SABAH RIVER
BURNU’NDA NE OLDUĞUNU KİMSE BİLMİYORDU. Beş oğlan avlanmaya çıkmıştı. Sadece
dördü geri dönmüştü. Oğlanlar arkadaşlarını öldüren kurşunu kimin ateşlediğini
söylemiyordu, kanıtlar dördünün de suçlu olabileceğini gösteriyordu.
Kate Marino’nun bölge
savcısının yanındaki stajı çok havalı bir iş değildi. Daha ziyade okuldan erken
çıkmak ve üniversiteye başvururken faydalı olması için bir mazeretti. Fakat bir
gün patronu Bay Stone’a önemli bir dava verilmişti: Küçük bir kasaba olan Belle
Terre’in gördüğü en büyük dava. River Burnu Oğlanları herkesin dilindeydi.
Kazanın gerçekleştiği sabah yapılan kan testleri onları kötü gösterse de, bölge
başsavcısı davayı olaysız şekilde bitirmek istiyordu. Sonuçta rütbesini
onlardan birinin ailesine borçluydu.
Kate davanın üstünün
kapatılmasına izin vermeyecekti. Kendi sırlarından önce başkalarınınkileri
ortaya çıkarmak zordu ama Grant için adaletin sağlanmasını istiyordu. Fakat
Kate, olayı araştırırken hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını öğrenmişti.
Gerçeğe tehlikeli bir şekilde yaklaştıkça Kate şüphelenmeye başlamıştı:
Yaşananlar gerçekten kaza mıydı ?
Bir an önce gerçekler
ortaya çıkmazsa birden fazla hayat tehlikeye girecekti. Kate’inki de dahil.
Yorumlar
Yorum Gönder