BEN DE YOĞUNUM!

 




Hayatımız hep bir koşuşturmaca için de geçiyor değil mi ? Sabah uyanıyoruz işe gidiyoruz, evi süpür, sil, toz al, çamaşır yıka, okula git, ders çalış... Çoğaltabilir miyiz ? Şüphesiz. Bu koşuşturmacaların içinde sevdiklerimizi aramayı unutuyoruz. Gün içinde “ne zamandır Deniz ile konuşmadım, bir ara arayayım “ desek bile işlerden aklımızdan uçup gidiyor. Ama şu olayı ben kabullenemiyorum: Ben arkadaşlarımla/ akrabalarımla mümkün olduğunca iletişimde kalmaya çabalıyorum. Fırsat buldukça mesaj atıyorum, arıyorum, hal hatır soruyorum. Ama biraz aramasam, yazmasam hemen trip atılıyor. Sen kaç kere ben yazmadan, aramadan hal hatır sordun bana ? Sen kaç kere buluşalım bir gün dedin de, ben dediğim zaman “aaa hayret buluşmak istedin” diye tabiri caizse laf sokma hakkını buluyorsun kendinde !? Herkes yoğun. Herkes bir koşuşturma içinde yaşıyor. Birisi sizinle fırsat buldukça iletişim halinde kalıyor, ama siz hiçbir şekilde iletişim kurmak için bir çaba göstermiyorsanız TRİP ATMA HAKKINIZ YOK. Arandığınız zaman telefonlara cevap vermeyip, sonra geri dönmeyip, “ama sen hiç aramıyorsun ki” deme hakkın yok. Bence iletişim kurmuyor diye düşündüğünüz insanlar varsa bir durup düşünün “Ben ne kadar iletişim kurmak için çabaladım” diye. Ondan sonra tribinizi! atarsınız.


Yorumlar